30 Temmuz 2011 Cumartesi

Bir Günbatımıyım Güneyde



Bir cumartesi gecesi evde oturmanın dayanılmaz ağırlığını yaşıyorum efenim.

Offf Allahım bir cumartesi gecesi evde oturmak ne kadar zormuş desem, siz de bana hadi leyn sanki her cumartesi dışarılardasın deseniz, ağzımın payını verseniz de, ben de ağzının ortasına şaplak yiyen ufak veletler gibi aklım başıma gelerek offurdamayı kessem. Herkes mutlu mesut hayatına devam etse...

Lakin hayat bu değil bebeğim. Bekleyiş aşamasındayım, sancılı geçiyor. Sancıdıkça beynimin içinde kurulan senaryolar artıyor da artıyor. Zaten böyle giderse absürd komedi tadında film çıkarabilecek kıvamda senaryo biriktirmiş olacağım.

Diyeceksin ki ne bekliyorsun, hani şu yazımda demiştim ya aşık oldum diye, hahh tabe ben öyle üç günlük fani dünya anlayışımla zart diye yazdım bunu adama (niye yazdın deme, adam burada olsa gidip yüzüne söylerim zaten, o kadar mal değilim), karşılığında gelen cevaptan bir bok anlamadım ama. Süpersin falan demiş, sonra benim de hikayem var demiş. E anlat dedik, yok gelince yüzyüze anlatacakmış. Şimdi bu adamı odunla dövsen az da, kıyamam..

Şu an yazarken fark ettim de benim blog da bu aşk meşk hikayeleriyle ergen abla bloglarına dönmeye başladı ama işte aşık oldum elimde değil, yazmak istiyorum.

Nerde kalmıştık, hah bu işte istanbula gelecek de, bana hikayesini anlatacak da.. teyyy teyy. Hayır diyorum ki tamam o zamana kadar hayal kur, iyi düşün belki de anlatacakları da iyi şeylerdir, o da senden hoşlanıyordur..vs, sonra ulen diyorum düşün düşün, adam gelsin ben başkasına aşığım desin o zaman gör ebenin amını. Sonra gelsin depresyonlar, gözyaşları. Ay hiç çekemem valla.

E tabi bu sebeple de elimden geldiğince düşünmemeye çalışıyorum, ama işte evde yalnız kalınca, beynime hücum eden düşüncelere engel olamıyorum. Elim telefona gidiyor, bir iki güzel birşeyler yazayım istiyorum, sonra tabi hemen vazgeçiyorum, kızım diyorum ağırdan sat kendini azıcık. 

Öyle işte, kısırdöngü misali burada yazacaklarım bitiyor, yazının başına dönüyoruz ve diyoruz ki bir cumartesi gecesi evde oturmanın dayanılmaz ağırlığını yaşıyorum.

P.S. Başlığı da niye böyle alakasız birşeylerden seçtin dersen, yazıyı yazarken Pilli Bebek-Fotoğraf dinliyordum fonda. Şarkıyı pek severim, bu sözü daha çok severim ondan. Ha kendimce bir anlam yüklemedim de değil, ama o da bana kalsın.

Huysuz pia tarafından gönderildi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder