3 Eylül 2012 Pazartesi

Depresif doğuran canavar...

Kocaman bir canavar var içimde sanki, sinsice iniyor boğazımdan aşağı, inerken geçtiği yolları tıkayarak. 
Dayanamayacak gibi hissediyorum bazen, boğulacakmışım gibi, arkama bakmadan kaçıp gitmek istiyorum.

Ardımda bıraktıklarıma ne haliniz varsa görün, umurumda bile değilsiniz demek. Diyebilir miyim peki? Sanmıyorum... Çok sevip bırakmak istemediklerim de var zira...

Eski aşklar geliyor aklıma, eski dostlar... Anılar, acılar, sevinçler... Hepsinden birer parça. Sonra o adamı ne kadar özlediğimi fark ediyorum. Yolun sonunun boktan olduğunu bile bile onun yolundan gittiğim için gurur duyuyorum kendimle. Sonra bir diğeri geliyor aklıma, hani vakti zamanında çok aşık olduğumu düşündüğüm... Aslında sonuçta her aşk bir gün duruluyor... Sabredersen acısı bile diniyor...

Zaman...
Zaman akıp geçiyor...
Zaman, her şeyin ilacı...

Ben ne kadar eski benim, ne kadar takındığım maskelerin bizzat kendisi oldum bilmiyorum. Uzun zamandır kendimi çok da iyi hissetmiyorum. İdareten yaşıyormuşum gibi geliyor bazen. Hep bir depresif ruh hali içimde bir yerlerde nöbet tutuyor. Mutsuzum diyemem, mutluyum hatta, ama keyfim yok işte, canavarlar yemiş olsa gerek...




Huysuz tarafından gönderildi.