19 Ekim 2011 Çarşamba

Yok Buna Başlık

Sabah o kadar kötü uyandım ki uzun zamandır böylesine boktan hissetmemiştim. Kalktığım andan itibaren ağız dolusu küfür sallamak istedim herkese her şeye.

Bırakıp gitmek isteği var içimde her şeyi, herkesi. Ardıma bir kere bile dönüp bakmadan, kulağıma kulaklıklarımı takıp, sesi sonuna kadar açıp, dışarıdan gelen hiçbir sesi duymadan, sadece nefes alıp yürümek istiyorum. Beynimin içindekiler boşalana, hayata öfkem geçene kadar yürümek.

Taşlaşmıştım ya hani ben, kimseye çok sevgi, çok aşk, çok üzüntü duymadan yaşıyordum ya, hayat bana güzeldi ya, bitti işte şimdi o devir. Ne zaman ki ben yelkenleri suya indirdim, yeniden insan gibi hissetmeye başladım, hayat beni sınar gibi adeta bel altından vurdukça vuruyor.

Önce kalbimi açtım, acıdı. Bugün, 24 şehit haberi zaten bombok başlayan günümü iyice kararttı. Taş bir kalp sahibi olmanın hayatta böyle faydaları var mesela, bu tip haberlere duyarsız kalabiliyorsun. 30 senedir her gün ölüyor birileri deyip geçebiliyorsun da, yeniden insanlaştığın zaman olmuyor işte bu. O aileleri düşünüyorsun canın yanıyor düşündükçe. Hele bir de canım dediğin insanlardan biri de o bölgedeyse ve uzun zamandır demediği şekilde “çok kötü” diyorsa ayrıca durup sorgulamaya başlıyorsun.

Bu mu lan bize verilen hayat? Bunu mu hak  ediyoruz biz? Başkaları düzenini korusun diye daha kaçımızın düzeninin içine sıçılacak? Kaçımızın hayatı bir şekilde kararacak?

Amk ben böyle hayatın da, düzenin de…



Huysuz pia tarafından gönderildi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder