25 Şubat 2012 Cumartesi

Bir Gün Sen de Kırılmaz Kalpler İcat Edeceksin



IF başlayalı beri oradaki filmlere yetişmekten, şu anda vizyonda olan ve görmeyi çok istememe rağmen fırsat bulup da göremediğim bir film var "My Week With Marilyn-Marilyn'le Bir Hafta".

Bu sabah da gazetelere ve köşe yazılarına göz atarken İclal Aydın'ın köşesinde filme dair notlar okudum. O Ahmet Altan'dan alıntılamış, ben de ondan alıntılıyorum, zira okuyunca içimde bir yerler sızladı.
Ahmet Altan birkaç gün önce şöyle bir şey yazdı…Ah, bazen nasıl da güzel bizden önce yazıyor, bizden önce şahane yaşayıp, damıtanlar:

“(…) Bizi sevecek, bizi içimizdeki yansımanın, görmek istediğimiz tabloya uygun olduğuna inandıracak birine ihtiyaç duyarız.

Beğenmeleri yetmez, bizi ikna etmeleri, sevmeleri gerekir.

Kendi gerçeğini bilen, gören, hisseden ve bu gerçekten kurtulmak isteyen insanoğlunun tek tedavisi, başkasının kendisine duyacağı sevgidir.

Dünyadaki bütün insanlar arasından bir tanesini seçeriz, bizi, bizim çırpıntılı ve değişken bir gölge değil, iyi boyanmış, güzel ve çekici bir tablo olduğumuza inandırması için.

O insanı nasıl seçtiğimizi bilmiyorum.

Kimin ‘o insan’ olmasına nasıl karar verdiğimiz, en azından benim için meçhul. (…)

İşte o zaman dram başlıyor. Bizi, ‘birleştirmesini, teke indirmesini, kuşkularımızı gidermesini’ istediğimiz insan bizi sevmediğinde, kendi içimizdeki o sürekli değişen görüntülerden yapıp dışarı yansıttığımız parlak tablo paramparça olur, içimizde kıpırdanıp duran çalkantılı görüntünün gölgeleri artar, bizi endişelere sevk eden karanlıkları çoğalır, kendimizle ilgili kuşkular büyük bir salgın gibi her hücremizi esir alır ve bütün ruhumuz sürekli sancıyan büyük bir yaraya dönüşür. (…)

O zaman, kendi üstümüze kapanıp, bir hayvan gibi yaramızı yalayarak kendimizi iyileştirmeye uğraşırız.

Y a da…

Yaralı bir hayvan gibi saldırırız, kendi gücümüzü kendimize, bizi sevmeyeni cezalandırarak görmek isteriz. (…)”

*

Sevilmek için boynu bükük olanlar, sevilmediklerini anladıklarında cezalandırmaya kendilerinden başlarlar…

Uyuyarak…


Ne yazılır ki bunun üzerine, hepimizin hissettiği, hepimizin yaşadığı, hepimizin aradığı aynı aslında... Hepimiz sevilmek isterken, kendi yaralarımızı iyileştirmeye çalışırken buluyoruz kendimizi...

P.S. Filmin başrol oyuncusu Michelle Williams'ın IF 2012'de gösterime giren Take This Waltz'ı için de ayrıca bir yorum yapmak gerek. İzlemeyenlere tavsiye olunur.



Huysuz pia tarafından gönderildi.

2 yorum: